sábado, 19 de septiembre de 2015

TURQUÍA Y KURDISTÁN NORTE: HASTA MAHPUSLAR REHİN OBJESİ DEĞİLDİR! / En defensa de los presos políticos enfermos.


HASTA MAHPUSLAR REHİN OBJESİ DEĞİLDİR!

Hasta mahpuslar sorunu yıllardır kanayan yaramız.
Akp Hükümeti politik hasta mahpusları “rehin” olarak tutmakta ve onları yüz kızartıcı bir tavırla “pazarlık” konusu yapmaktadır.
Tabii bu politikadan “adli mahpuslar” da etkilenmektedir. Bilindiği gibi rakamlar değişse de, adli ve siyasi toplam 300 kadarı ağır olmak üzere, 1000’ e yakın hasta mahpus hapishanelerde, bizlerden onların sesi olmamızı beklemektedirler.
Son 13 yılda, 2300 hasta mahpusun hasta hanelerde aldıkları raporlarına Adli tıp kurumunun, keyfi engellemeleri ile tahliye edilmeyerek ,hapishanelerde, bin bir uğraş sonunda tahliye edilenler de kısa bir süre sonra sevdiklerinin yanlarında, onlara acılarını, anılarını ,yaşamlarından kesitler bırakarak hayatlarını kaybetmişlerdir.
İnsan hakları savunucuları olarak ısrarla taleplerimizi dile getirmemize, yaşam hakkının kutsallığına ve hapsedilenlerin yaşamlarının devlet güvencesinde olması gerektiğine vurgu yaparak, yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizle hasta mahpusların sesini duyurma çabası içinde olduk.
İhd İstanbul Şubesi hapishane komisyonu olarak 183. haftadır bu alanlardayız. Hasta mahpusların sesini yetkililere duyurmak , çözüm bulmak, sorumlulara sorumluluklarını hatırlatıp anlatabilme çabası içerisindeyiz.
Ama hükümet ve yasa koyucular ısrarla suskunluklarını korumaya devam ediyorlar. Hatta dönem dönem hapishanelerdeki hak ihlallerini dile getiren herkese gözdağı vermek için haklarında soruşturma açmaktan da geri kalmıyorlar. Bizler ne pahasına olursa olsun hasta mahpuslara sahip çıkmaktan, onların dışarıdaki sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bugün burada, sizlerle daha önce tutuklanan sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılan, geçtiğimiz günlerde yeniden tutuklanan Eski Sur belediye başkanı Abdullah Demirbaş’ın durumunu paylaşacağız.
Abdullah Demirbaş, 2001'den beri "Herediter Derin Ven Trombozu" adlı kalıtsal damar hastalığı ile mücadele ediyor.
Bu hastalık onda "soy geçmişinden" geliyor. Vücudunun içinde bulunan derin toplardamarlarda bir bozukluk nedeniyle buralarda bulunan kan koyulaşıp pıhtılaşarak "tıkaçlar" oluşturuyor. Bunun önlenmesi için sürekli olarak "pıhtılaşma önleyici" ilaçlar kullanmak zorunda olan fakat kullandığı bu ilaçlar ise; yaşamsal bakımdan çok riskli ilaçlar olduğundan, gerektiğinde ve düzenli şekilde kontrol edilmezse, basit kanamalardan dolayı kişi yaşamını yitirebiliyor.
Demirbaş KCK operasyonu kapsamında 26 Aralık 2009'da tutuklandıktan sonra sağlık sorunlarından dolayı 14 Mayıs 2010'da tahliye edilir.
Ancak, İsveç, Belçika veya Avustralya'da tedavi görmesi gereken Demirbaş’a, "delilleri karartma ve kaçma şüphesi" olduğu ileri sürülerek yurtdışına çıkış yasağı konulur ve daha sonra yurt dışına çıkma yasağı kaldırılır.
Abdullah Demirbaş bu ağır sağlık sorunu ile mücadele ederken 8 Ağustos’ta bir dizi suçlamayla tekrar tutuklanır.
Akp İktidarının bu kararı siyasi olup, kendisinden olmayana tahammülsüzlüğü, muhaliflere ve de özellikle Kürtler’e yönelik siyasi uygulamasının somut ifadesidir.
Ülkemiz hapishanelerinde beden ve ruh sağlığı elvermemesine rağmen "cezalandırılan" ya da ceza çektiği sırada 'beden ve ruh sağlığını' yitiren, bu nedenle de başkalarından farklı olarak 'iki kez' cezaya mahkûm olanlar için adaletin gerçekleşmesi bir yana, bunun tersinin geçerli olduğunu bize kanıtlayan sayısız örnek mevcuttur.
Adli Tıp Kurumunun hasta mahpuslar için verdiği raporları, Devletin yasa koyucuları ve Savcıları da görmemezlikten gelerek bu durumu mahpuslar aleyhine uygulamaktadır.
Teşhislerin geç konulması, tedavilerinin düzenli yapılmaması, Adli tıp kurumunun kararları sonucunda, yaşamını yitiren mahpusların yakınlarını sevdiklerini etkileyen bu durum adeta işkenceye dönüşmektedir.
Türkiye Hapishanelerinde yaşama tutunmak için mücadele eden mahpusları haykırışımızla güçlendirmek ve yalnız olmadıklarını göstermek istiyoruz. Hiçbir gündem ve koşulda hapishanelerde bulunan hasta mahpusları unutmayacak, unutturmayacağız. Donarak ölmek üzere olan insanlığımızı uykuya teslim etmeyeceğiz. Tüm hasta mahpusların sessine ses katacağız. Ölmeyip de bir yerlerde gizleniyorsa insanlık. İnsanlığa sesleniyoruz. Hasta mahpuslar derhal serbest bırakılsın.”
Abdullah Demirbaş derhal serbest bırakılsın..
Tüm Hasta Mahpuslar serbest bırakılana dek onların bu alanda sesleri olmaya devam edeceğiz...


BÜROKRATİK İŞKENCEYE SON!
HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN!

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Hapishane Komisyonu

No hay comentarios: